Ataköy Seapearl
Proje tarihi: 2010-2013
Tamamlanma tarihi: 2014 - Yapım aşamasında
Yatırımcı: Kuzu Grup, KAT Inc, Qatari Diar ortaklığı
Arsa alanı:127.650 m²
İnşaat alanı: 511.600 m² Otel
Konut alanı: 282.325 m²
Bina adedi: 8 adet rezidans -1 Otel – 17 ticaret
Farklı bina tipi: 4 tip rezidans bloğu 1 tip otel bloğu
Konut adedi: 1544 Rezidans - 113 odalı, 136 Apart ünite
Farklı konut tipi: 57 Rezidans
Toplam ünite sayısı: 1830 + 246 (otel)
İllüstrasyon: Mustafa Tutar, Ertunç Vatanperver
Hizmetler
Master plan tasarımı
Konsept Tasarım Projesi
Ruhsat projesi (kesin proje)
Mimari Uygulama Projesi
Çok Disiplinli Proje Koordinasyonu
İhale dökümantasyonu
Teknik Şartname
Metraj-Keşif Dosyası
İç Mimari Tasarım Projesi
İç Mimari Uygulama Projesi
Sistem ve nokta detay projeleri
İç Mimari İhale dökümantasyonu
İç Mimari Teknik Şartname
İç Mimari Metraj-Keşif Dosyası
Türkiye'nin her dönemine tanıklık ederek izlerini hala günlük hayatımızda görebileceğimiz Ataköy’de projelendirilen “Ataköy SeaPearl Konut ve Otel Yerleşkesi”, kentin mimari değerlerinin uzantısında tasarlanarak, İstanbul’un boğaz imgesini, yüksek kalitede çözülmüş yaşam alanlarıyla kullanıcılarının yaşamlarına dahil eder.
Ataköy, bugünkü haliyle, merkezlere yakınlığı, yapıların kalitesi, park ve yeşil alanları ile İstanbul'un en lüks yaşam alanlarından biridir. Bu verileri tasarım kriterlerinin başına yerleştiren “Ataköy SeaPearl Konut ve Otel Yerleşkesi”, kente kazandıracağı zengin çeşitlilikte ve dinamik yaşam alternatifleriyle, bölgenin temsil ettiği modern mimari anlayışı günümüz yaşam değerleriyle buluşturmuştur. Arazinin kalbinde yer alan Otel projesi yüksek nitelikli rezidans hizmetiyle İstanbul ile buluşurken, kentin dinamizmini ivmelendirecek bir konseptle misafirlerini beklemektedir.
Görkemli ama sade, lüks ama abartısız bir ele alışla projelendirilen konut iç mimarisine, tüm konut ünitelerinin sahip olduğu yüzde 100 oranındaki deniz manzarası eşlik eder. Konutlardaki iç ve dış mekan yaşantısının iç içe geçip tek bir atmosferde kurgulanmasını sağlayan kayar doğramalar sayesinde geniş teraslara ve kat bahçelerine açılan yaşam alanları genleşip eşsiz bir İstanbul manzarasıyla bütünleşerek özellikli bir yaşam kalitesini kullanıcılarına sunmaktadır. Binaların konumlandırılmasında sert İstanbul rüzgarlarına kapalı bir şekilde yer seçilmesine özen gösterilirken, bina formlarının eğrisel olması sebebiyle denizden gelen temiz havanın Ataköy içlerine kadar geçebilmesine olanak verilerek çevreye uyumluluk gözetilmiştir. Yine aynı şekilde binaların alt katlardaki toprak hakimi rengi, üst katlara gittikçe açık gri ve mavi tonlara dönüşerek gökyüzüne doğru uzanır. Bu sayede sükunetli bir sadelikle kente katılan bina blokları İstanbul’a yeni bir değer kazandırmaktadır. Bina cepheleri çağdaş kent kültürünü yakalamak amacıyla, Türk kültür ve geleneğinin modern bir yorumu olarak ele alınmıştır. Projenin en önemli girdisi ‘su’yun ve yeşil dokunun mekansal olarak gündelik yaşama dahil edilmesidir. Su, arazinin içlerine rekreasyon ve sosyal donatı için kullanılmak amacıyla alınmış ve bu sayede kent zemini sürekliliğinde bir ilişki kurgulanmıştır. Arazi kullanımı yüksek binaların doğru konumlandırılmasıyla kullanıcıların yeşille, doğayla yakın ilişkide olabileceği alt ve üst yapıya sahiptir. Taşıt trafiğinin arazinin arkasında sonlandırılmasıyla kullanıcıların tüm alanda emniyetli bir şekilde, yaya olarak hareketi sağlanmış ve peyzaj alanlarıyla buluşması öngörülmüştür. Her yaş grubuna hitap eden çocuk oyun alanlarıyla zenginleşen rekreasyon alanları, farklı konseptteki bahçeler, peyzajdaki sert zeminlerin birer buluşma ve karşılaşma ortamına olanak vermesiyle sosyalleşmeyi üst düzeyde tutar.